Sanırım; uzmanlığı olsun olmasın herhangi bir konuda fikir beyan etme arzusu hiç bir toplumda bizim toplumumuz kadar üst düzeyde değildir. Kahve sohetlerinde hükümet indirip devlet yıkan bir toplumuz. Dünyanın neresinde ne yaşanırsa yaşansın mutlaka ona dair bir çözümlememiz, bir komple teorimiz ve mutlaka bir çözüm önerimiz vardır. Hiç bir şey bulamazsa “Taksim meydanında sallandırınca” çözeriz bütün meseleyi.
İnsanın fıtrı olarak çevresinde olup bitene kayıtsız kalmaması çok normal. İnsan merak eden bir varlıktır. İbrahim (as)’in yeniden dirilmeyi merak etmesi ve kalbinin mütmain olmasını istemesini düşünün. 21.yy’da dünyanın artık küresel bir köy olduğunu ve en ücra köşesine bile 3-5 saatte ulaşabildiğimizi düşünürsek bu gelişmeleri normal karşılamak lazım. Doğru karşılamıyorum ! normal karşılıyorum.
Esasen sorunda burada başlıyor. Doğru olmayan bir şeyin normalleşmeye başlaması…
Allah (cc) Hz.peygamber’e (sav) “ … İşlerinde onlar ile istişare et…(Al-I İmran-159) ve yine Enbiya-7’de ; ilim ehline danış” diyerek Hz.Peyhamber üzerinden tüm müslümanlara bir yol ve yöntem göstermektedir.
Bir meseleyi değerlendirirken ilk şartımız o konuda o kişinin ruhsat sahibi olması, bilgi ve tecrübe birikimi olması hususu sanırım kimsenin itiraz edeceği birşey değildir.
Peki bu yeterli midir ?
Sadece kişinin o konu üzerinde bilgi sahibi olması ve hatta konunun uzmanı olması onu dikkate almamız için yeterli midir ? Değildir.
Meseleyi pozitif bilim ! çıkmazı içinde değerlendiren ve birilerinin veya birşeylerin gerektiğinde dünyayı hakimiyeti altına alacağını düşünen komplocu anlayış, Kainatı efendisinden bağımsız düşünen maddeci anlayış insanlığın hiç bir sorununa yerinde bir çözüm üretemez.
Güncel tartışması ile Corona virüsü bize bir kez daha gösterdiği en azından islam toplumlarında meselenin yine diğer küresel sorunlarda olduğu gibi Allah’tan (cc) bağımsız düşünüldüğüdür.
Tüm dünya’nın kaderinin belli başlı bir kaç kişinin elinde olduğunu, onların dilerse dünyayı açlığa sefalete sürükleyeceğini, dilerse değişik hastalıklar veya virüsler ile yok edebileceğini, savaşlar ile insanlığın sonunu getireceğini düşünmek, yani birilerinin sınırsız bir güç ve kudrete sahip olduğunu düşünerek hareket etmek, bundan dolayı da kendince tedbirler almaya çalışmak ( makarna-kolonya stoklamak ) ancak hayatında Allah’a (cc) yer vermeyen veya hayatı Allah (cc)’sız okuyanların amelidir ki bu tepeden tırnağa şirk dolu bir ameldir.
Hiç kimse sünntetullaha aykırı bir güçe sahip değildir. Dünyanın geçmişi de geleceği de ancak Alemlerin Rabbi Allah’a aittir.
Allah (cc) El-Melik’tir. : Kainatın ve mülkün tek sahibidir. Hİç güç veya virus Allah’ın mülküne zarar veremez.
Allah (cc) El-Müheymindir. : Her şeyi görüp gözetendir. O herşeyi gözetirken birilerinin Allah’ı hiçe sayan planları sizce işe yarayacakmıdır ?
Allah (cc) El-Selam’dır. : Her türlü tehlikelerden selamete çıkarandır.
Allah (cc) El-Basirdir. : Yani gizli ve açık her şeyi görendir. Kendisine iman edneleri yalnız ve kimsesiz bırakacak değildir.
İnsanlık tarihi hiç olmadığı kadar taguti bir dönem yaşıyor. Hiç olmadığı kadar Allah’tan bağımsız ve haddi aşan bir şekilde yaşıyor. Allah’tan başka sahte rabler ediniliyor, onun arzında heva ve heveslerin kaninatı yönlendirmeye çalıştığı bir tagi ( isyanda aşırı giden) dönem yaşıyoruz. Fıtratı bozan, her türlü sapkınlığı açık ve seçik bir şekilde işleyen bundan da övünç duyan, yanı başında milyonlarca insan katledilirken hayatına devam eden, sonu gelmeyen bir mal biriktirme hırsı ile yokluğu ve yetimi gözetmeyen bir dönem yaşıyoruz.
Firavunlar hiç bu kadar azmamıştı. Tarihte zannetmiyorum ki müslümanlar bu kadar sahipsiz ve garip bir dönem yaşamış olsun. Şimdi nereye baksanız orada bir müslüman topluluğun zülüm ve işkence altında olduğunu görüyoruz. Çin’de, Hindistan’da, Pakistan’da, Suriye’de ve daha da adını bilmediğimiz henüz bize ulaşmamış nice yerlerde…
Allah’ın görünen ve görünmeyen ordularına karşı hiç bir teknoloji galip gelemeyecektir. Hiç bir küresel proje, ister kimyasal silah ile isterse değişik hastalıklar ile dünyayı Allah’ın (cc) kontrolünden alamayacaktır.
Peki ne yapalım ? yokmuş gibi mi davranalım. Tabi ki hayır. Müslüman karşılaştığı her türlü sorundan beşeri çözümleri ne kadar ararsa arasın nihai hedefe ancak Allah’ın yardımı ile ulaşacağını bilmek ve ona göre davranmak zorundadır
Unutmayın ; Sonsuz kudret sahibi olan tek varlık ancak, yeri ve göğü yoktan var eden Alemlerin rabbine aittir. Virüslere veya onları icat edenlere değil…