Bu kış 6.yılını bitirecek suriye’deki “Savaş”. Savaş demek ne kadar doğru olur ? veya iç savaş. ! Güçleri birbirine yakın iki ordu veya iki ülke arasında mı ? geçiyor ki biz buna savaş ! diyelim. Enformasyonun en aşağılık biçimleri sergilendi bu 6 yılda. Bazı müslümanlar Furkan Savaşı ismini vermişti. Furkan, yani ayırt eden ayıran bir yanı var denmişti… safları, kalpleri, güçleri ayırmıştı…
Ne ilginçtirki batıl tarafında olanları saf saf birleştiren bu savaş lafzen dahi islam’ı benimseyen kim varsa bir şekilde ayırmış bir şekilde ayrıtırmıştı. Batıl tarafında bu birleşme ve tek güç olma stratejisinin en onur kırıcı tarafı; neredeyse 15 ülkeye ait uçakların Suriye hava sahasında uçuyor olmasıydı… Bu bile aslında bir zillet biz acziyet göstergesiydi, alan oldumu payına düşeni heybelere bakmak lazım.
En kirli enformasyon şekli yaşandı demişken şuna dikkat çekmekti niyetim; muhakkak ki dünyanın neresinde bir silahlı mücadele olsa, savaş olsa elbette orada yanlı bilgi yönlendirmesi olur hatta “Savaş hiledir” deyip müslüman olanlarda buna rağbet edebilir, lakin kirli olmayan bir bilgi var Suriye için; 600 bin… evet bu bilgi kirli değil…600 bin.
6.yılı bitiyor ve bir ülke her gün her sabah, öğlen, akşam…Yemek yerken, namaz kılarken, uyurken, yolda yürürken bombalanıyor… Evler bombalanıyor, okullar bombalanıyor, caddeler, sokaklar, camiler, hatta hastaneler…
6.yılı bitiyor Suriye’deki katliam’ın…! Bir ülke, halkı müslüman olan bir ülke tam altı yıldır yakılıyor, yıkılıyor, kadınlar öldürülüyor, çocuklar öldürülüyor, (190 bin)… Bakın paranteze yazdım, önemsizmiş gibi yazdım, 190 bini paranteze yazdım, öldürülen kadın ve çocukların sayısıydı oysa… Mezarlara sığdıramadığımızı bir paranteze sığdırdım…
600 bin demiştim, değil mi ? Nufusu 600 binden az ola şehirler var bu ülkede, bir şehir yok ediliyor yani…Bir ülke…Bir ümmet yok ediliyor… Fıratın öte yanında bir koyun kaybolsa hesabı benden sorulur diyen ahlaktan, yüzbinlercesi koyun gibi kesilen bir ümmete dönüştük. Bizi hiç ilgilendirmiyormuş gibi yapıyoruz. Mış gibi yapıyoruz ama bunun bizi Rabbimiz katında temize çıkarmayacağını bilmemiz gerekir. Bir avuç müslümanın un-yağ-battaniye- kullanılmış giysi tedarik etmesiyle (ki hiç de azımsanacak bir davranış değildir) yapılan yardımların sorunu çözemeyeceğini esas meselenin dünyanın neresinde olursa olsun müslümanlara güç yetirilyor olmasıdır. Müslümanları öldürmek, onları yok etmek, onlara yani bizlere, bir vucudun azalarına eziyet etmek için artık super güç olmaya da gerek kalmıyor malesef.
Sayısı 55’e yaklaşan ve toplam nufusu 2 milyara oluşan müslüman halklar dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın kardeşlerinden sorumlu olduklarını kabullenmeli, sahip oldukları her nimetten hesaba çekilmenin bir boyutu da zülüm altında olan müslümanlara gösterilen / gösterilmeyen tepkinin bizzat kendisi olduğunu kabullenmek lazım. Başımızı kuma gömerek bu sorumluluktan ne kadar kaçabiliriz.
Şunu unutmamak gerekir ki; Küresel siyasete, emperyalist hesaplara kurban edilen kardeşlerimizin kanlarıdır.
Evladı gözleri önünde katledilen anneden veya babadan daha mı fazla kırmızı kanımız… Evlatlarımıza sarılırken, yarın aynı dertle dertlenmek zorunda kalmayacağımızın, Rabbimizin bizi aynı şekilde sınamayacağının sizce garantisi var mı ? Kur’an’a gore yok !
“Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder). Biliniz ki, Allah’ın azabı şiddetlidir.” (Enfal, 25)
Tüm uluslararası hesapların, stratejilerin yerle bir olacağı ve zalimlerin nasıl bir inkılap ile devrileceği hususunda şüphemiz yok. İslam cografyasında herhangi bir bölge ilk defa kuşatma altında kalmıyor. Muhtemelki bundan sonra da kalmayabilir. Lakin Buna şahit olan her insan bu katliamlar karşısındaki duruşunun hesabını alemlerin Rabbine verecektir. Nice firavunlar, nice nemrutlar gördü bu geçici dünya ve biz buna iman ediyoruz ki Allah zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir.
Evet şehirler kuşatma altında, şehirlere bombalar yağıyor ve insanlığından zerre kadar nasibini almamış maymunlardan da aşağı konumundaki azgınlar bir ümmeti yok ederken, hiç birşey olmamış gibi yaşayan yani bu zülüm karşısında susan dilsiz şeytanlarında hesabı en az bu azgınlar kadar zor ve cetin olacaktır.